Müzeden çalınan heykel 7 yıl sonra bulundu: Ben tarihi eser kaçakçılığı yapmadım; böyle bir niyetim olsaydı, taşı Ankara Müzesi’ne getirmeye kalkışmazdım

Isparta’nın Yalvaç ilçesinde 2017 yılında çalınan 6’ncı yüzyıldan kalma rahip heykeli, Ankara’da polis denetim noktasında ele geçirildi. Gözaltına alınan 3 şüpheliden 1’i, heykelin kendisine, oğlunun düğünü nedeniyle ikram olarak verildiğini öne sürerken, öbürleri de yapıtı müzeye teslim etmek istedikleri için Ankara’ya geldiklerini sav etti. 3 kuşkulu, “2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Muhafaza Kanununa aykırılık” kabahatinden tutuklandı.

22 Kasım’da, Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki polis denetim noktasında, içinde 3 kişinin bulunduğu araç durdurularak arama yapıldı. Araçta 6’ncı yüzyıldan kalma rahip heykeli bulundu. 70 santim uzunluğundaki 1500 yıllık heykelin 7 yıl evvel Isparta’nın Yalvaç ilesinde Yalvaç Müze Müdürlüğü’nün bahçesinden çalındığı ortaya çıktı.

Tarihi heykele el konulurken, araçta bulunan Mustafa Küçük, Hasan Kafaoğlu ve Mustafa Kara gözaltına alındı. Şüpheliler, sevk edildikleri nöbetçi hakimlikçe “2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Muhafaza Kanununa aykırılık” hatasından tutuklandı.

Tarihi heykel, 31 Aralık 2010 tarihinde Nevşehir’den Yalvaç’a tarihi eser satmaya geldiği belirlenen 4 kişinin Eğirler köyü yakınlarında durdurulmasıyla ele geçirilmişti.

“Oğluma düğün armağanı diye verdi” 

Şüpheliler, nöbetçi mahkemedeki tabirlerinde tarihi eser kaçakçılığı suçlamasını kabul etmedi. Şüphelilerden Mustafa Küçük, geçimini gübre ve asit işi yaparak sağladığını belirterek, “Aynı işi yapmam sebebiyle yaklaşık bir yıldır tanıdığım Nuh isimli arkadaşım, oğluma düğün armağanı olabileceğini düşünerek bana kendisinde bulunan heykeli almamı söyledi. Karşılığında rastgele bir fiyat talep etmedi, heykeli satabilirsem satmamı, satamazsam müzeye teslim etmemi söyledi. Ben de teklifini kabul ettim. Ardından internette arattığımda, bana verdiği heykelin 1500 yıllık papaz heykeli olduğunu ve çalındığını, yani tarihi eser olduğunu öğrendim. Define işiyle uğraşan birkaç arkadaşa satıp satamayacağımı sordum; lakin satamayacağımı beyan ettiler. Ben de ardından Ankara Müzesi’ne teslim etmeye karar verdim. Zati Ankara’ya geldiğimizde de yakalandık. Çevirme sırasında heykelin üzeri kapalı veya saklanmış vaziyette değildi; atılı suçlamayı kabul etmem” dedi.

Şüpheli Hasan Kafaoğlu ise nakliyecilik işiyle uğraştığını belirterek, “21 Kasım’da yaklaşık 10-15 yıldır tıpkı bölümde çalışmamız sebebiyle tanıdığım Mustafa Küçük isimli arkadaşım beni arayarak, Ankara’da ismini söylemediği bir müzeye materyal taşınması karşılığı bana 5 bin TL fiyat teklif etti. Ben de kabul ettim. Taşınacak materyalin ne olduğunu sormadım, tarihi eser olduğunu bilmiyordum, sonradan öğrendim. Bilseydim taşımazdım, pişmanım” diye konuştu.

“Satacak olsak Ankara’ya gelmezdik”

Şüpheli Mustafa Kara da nakliyecilik işiyle uğraştığını söz ederek, “Yaklaşık 5-6 yıldır konutumun deterjan materyallerini karşılamak emeliyle tanıştığım Hasan Kafaoğlu isimli arkadaşım olay tarihinde beni arayarak yanına çağırdı. Gittiğimde yanında daha evvelce tanımadığım Mustafa Küçük isimli arkadaşı da vardı. Bana tarihi eser olan bir taşı müzeye birlikte taşımayı teklif ettiler. Karşılığında Ankara Müze Müdürlüğü ne kadar para verirse kabul edeceğimi beyan ettim. Onun dışında rastgele bir para talep etmedim. Tarihi yapıtın gerekli müsaadelerinin olup olmadığını sordum; lakin Konya’da bir arkadaşından geldiğini, Ankara’da bir müzeye teslim etmek istediklerini beyan ettiler. Zati tarihi eser olan taşı satacak olsak Ankara’ya gelmezdik. Ben tarihi eser kaçakçılığı yapmadım; bu türlü bir niyetim olsaydı, taşı Ankara Müzesi’ne getirmeye kalkışmazdım, Konya’da satardım. Bizim niyetimiz tarihi yapıtı müze müdürlüğüne teslim etmekti” sözlerini kullandı.

Olayla ilgili savcılık tarafından başlatılan soruşturma sürdürülüyor. (DHA)