Kanada ve Avustralya’dan gelen sıkılaştırma sinyallerinin ardından güçlenen büyük merkez bankalarının faiz artırımlarını erkene çekeceği beklentisi dün Fed ve ECB’den gelen açıklamalarla birlikte gücünü yitirdi.
Vadeli işlem ve tahvil piyasaları, geçtiğimiz ay boyunca yetkililerin “geçici” olarak tarif ettikleri ancak bu tarife pek uymayan enflasyondaki yükseliş nedeniyle Fed ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz artırımını beklenenden erken gerçekleştireceğini fiyatlıyordu.
Bir hafta önce Kanada Merkez Bankası’nın sıkılaştırma yanlısı politika sinyalleri vererek yatırımcıları şaşırtması ve bu hafta Avustralya Merkez Bankası’nın (RBA) her ne kadar zamanlama konusunda daha temkinli bir tutum gösterse de faiz artırımlarının yolda olduğunu söylemesiyle hareketlilik hız kazandı.
Neredeyse tüm gelişmiş ülkeler koronavirüs krizinden zarar gören ekonomilerini ayağa kaldırmak için geçen yıl faizleri sıfıra yakın seviyelere indirdi.
PİYASA BEKLENTİLERİ FİYATLAMAYA BAŞLADI
ABD’de faizler 19 aydır neredeyse sıfır seviyesinde bulunurken, faiz artırımı beklentileri 1 Ekim itibarıyla vadeli işlemler piyasasında fiyatlara yansımaya başladı.
ECB Başkanı Christine Lagarde, para politikasını sıkılaştırma konusunda ilk adımını atmaya hazırlanan ABD’li mevkidaşı Jerome Powell’dan saatler önce yaptığı açıklamada “Faiz oranları konusunda ileri dönük planlarımızda, açıkça belirttik ki artışların başlaması için koyduğumuz üç kriterin de sağlanması lazım” dedi.
Lagarde, “Mevcut enflasyon artışına rağmen, orta vadedeki enflasyon görünümü zayıf. Bu nedenle, bahsettiğimiz üç kriterin önümüzdeki yıl içinde gerçekleşme ihtimali oldukça düşük gözüküyor” dedi.
Daha önceleri erken faiz artırımı beklentilerini hafif bir dille reddeden Lagarde’ın açıklaması bu sefer yatırımcılar tarafından dikkate alındı. ECB’nin bir sonraki hamlesi olarak görülen 10 baz puanlık faiz artırımı için beklenti 2022 Ekim’den Aralık’a ertelendi.
POWELL’DAN FAİZ AÇIKLAMASI
Yatırımcı beklentilerinin ötelenmesi konusunda Powell da üzerine düşeni yaptı. Powell dünkü konuşmasında, daha önce Fed yetkilileri tarafından da dile getirilen, varlık alımlarının azaltılması ile faiz artırımı arasında belirgin bir ayrım olduğu görüşünü tekrar etti.
Powell, para politikası kararının açıklanmasının ardından gerçekleştirdiği basın toplantısında Fed’in sabırlı davranacağına işaret ederek, faiz artırımına gitmeden önce istihdamda daha fazla büyüme görmek istediğini söyledi.
Powell, “İdeal olarak koronavirüs vakalarının yeniden güçlenmediği bir ortamda istihdam piyasasında toparlanma görürüz. Bu durumda, oldukça büyük bir toparlanma görebiliriz. İşgücüne katılımın koronavirüs sonrası dönemde nasıl bir seyir izleyeceğini görebilmek için, koronavirüs veya delta varyantı sonrasında bir süre beklememiz gerekiyor” dedi
“Henüz faiz artırımı için doğru zaman olduğunu düşünmüyoruz. Hala maksimum istihdama ulaşabilecek zamanımız var” diyen Powell, istihdam hedeflerine gelecek yıl ulaşılabileceğini düşündüğünü belirtti.
Powell ve Lagarde’ın yorumları, dünyanın iki büyük merkez bankasının geçen yıl içinde kurguladıkları para politikası çerçevesine bağlı kaldıkları şeklinde yorumlanabilir.
ENFLASYON HEDEFLEMESİ UZAK
Fed bağlamında bakıldığında merkez bankasının yüksek enflasyona göz yumduğu görülüyor. ABD’de enflasyon şu anda merkez bankasının yüzde 2 hedefinin iki kat üzerinde.
Fed istihdamdaki toparlanmayı kısıtlamak istemediği için enflasyona karşı daha toleranslı bir tutum gösterecek. ABD ekonomisi bu yıl hızlı bir toparlanma gösterse de hala koronavirüs öncesi istihdam seviyelerinin yaklaşık beş milyon altında.
Bugün 1500’de gerçekleşecek olan İngiltere Merkez Bankası toplantısında alınacak kararın ise son yılların en öngörülemeyen kararı olduğu düşünülüyor. BOE Başkanı Andrew Bailey, bu yıl %5’e yükseleceği tahmin edilen enflasyondan endişe duyduğunu dile getirirken, en az iki para politikası yetkilisi daha bu endişeyi kendilerinin de taşıdığını beyan etti. (REUTERS)