Piyasalar 2021 yılını geride bırakmaya hazırlanıyor. Pandemi etkisindeki 2021’de enflasyon, işgücü sorunları, tedarik zinciri darboğazları ve enerjideki dalgalanma küresel piyasalarda etkili oldu. 2022’ye dair tahminler ise corona virüsünün omicron varyantı haberleriyle ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) şahinleşeceği yönündeki sinyallerle şekilleniyor.
Küresel piyasalarda omicron varyantı, corona virüsü pandemisinin yarattığı sert sorunlarla mücadele ile geçen iki yılın sonunda geleceğe dair soru işaretlerini artırdı.
Bunun yanında ABD’deki enflasyon rakamlarının artışı ve Fed’in geçici enflasyon tezini bırakıp parasal sıkılaştırma adımlarını hızlandıracağına yönelik beklentiler de piyasalar üzerinde baskıya sebep oldu.
Fed’in sıkılaştırmayı hızlandırması, halihazırda türbülansta olan Türk Lirası üzerindeki olumsuz etkileri daha da artırabilir. Konuyla ilgili Sozcu.com.tr’ye konuşan İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz, “Ortaya çıkacak tabloda taperingin hızlanması, faiz artışları gibi gelişmeler Türk Lirası üzerinde de baskı yaratacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Tera Yatırım Başkeonomisti Enver Erkan, “Türkiye’nin gelişmekte olan piyasalar içinde parasal sıkılaşma konusuna istisna oluşturmasını ve gevşemeye meyil eden bir politikaya yılsonuna kadar devam etmesini bekliyoruz” dedi.
OMİCRON TEHDİDİ
Omicron varyantının diğer varyantlara göre daha güçlü olduğu ve bağışıklık kazanan insanlara karşı da etkili olabileceğini gösteren ilk veriler Güney Afrika’daki bilim adamları tarafından rapor edilmişti.
Omicron etkisiyle geçtiğimiz haftalarda piyasalar sert düştü ancak sonrasında bir miktar toparlandı. Buna Avrupa’da vakaların arttığı yönündeki haberler eklenince seyahat sektörü başta olmak üzere pek çok sektör olası kısıtlamaların tekrar gündeme gelebileceği endişeleriyle iyimserliğini tekrar askıya almıştı. Son gelen haberlerse Omicron varyantına dair karamsar havayı kısmen de olsa kırdı.
Güney Afrika’daki Afrika Sağlık Araştırmaları Enstitüsü’nde gerçekleştirilen laboratuvar deneyleri, Pfizer ve BioNTech’in birlikte ürettiği aşının, omikron varyantına karşı kısmi koruma sağladığını ortaya çıkardı. Böylece mevcut aşıların yeni varyanta karşı etkisini ortaya koyan ilk veriler de açıklanmış oldu. Bununla birlikte araştırma, Pfizer-BioNTech aşısının iki dozunu olmuş kişilerde üretilen antikorların omikronu nötrleştirme kapasitesinin, yaklaşık iki yıl önce Çin’de ortaya çıkan orijinal virüs ile kıyasla 40 kat daha düşük olduğunu ortaya koydu.
Online bir sunum ile araştırmaların sonucunu paylaşan laboratuvar araştırmaları direktörü Alex Sigal, bağışıklık korumasındaki düşüşün ‘güçlü’ ancak hâlâ mevcut olduğunu dile getirdi. Sigal, “İyi bir hatırlatıcı doz muhtemelen hastalanma, özellikle daha ciddi hastalığa yol açan ciddi enfeksiyon riskini azaltacaktır. Hatırlatıcı doz aşıyı olmamış kişiler olmalı ve daha önce enfekte olmuş kişiler aşılanmalıdır” diye konuştu. Güney Afrika’nın en büyük hastanelerinden birinde de vaka sayısının arttığı ancak vakaların çoğunun ağır seyretmediği belirtildi.
BELİRSİZLİK SÜRÜYOR
Yine de Dünya Sağlık Örgütü Omicron’un endişe kaynağı olduğunu ilan etmiş olsa da, bu varyantın tam olarak ne kadar bulaşıcı olduğu konusunda bilimsel bir fikir birliğinin ortaya çıkması zaman alacak.
Omicron varyantının piyasalar için en büyük getirisi belirsizlik. Bu belirsizlik, önümüzdeki yıl için tahminler yapmayı zorlaştırsa da ekonomistleri ve piyasa stratejistleri geleceğe dönük tahminlerini aktarmaya devam ediyor.
Bank of America (BofA) Küresel Araştırma ekonomistleri tarafından kaleme alınan raporda, temel olarak 2022 ve sonrasında küresel ekonomiye yönelik çeşitli tehditlere odaklanıldı. Bu riskler arasında, yüksek enflasyon, Omicron varyantı, iklim değişikliği ve arz kısıtlamaları gibi değişkenler yer aldı.
FED ŞAHİNLEŞİYOR
Omicron’un yanı sıra, piyasaların 2022’de yakından izleyeceği gelişmelerden birisi de Fed’in hamleleri olacak. Fed Başkanı Jerome Powell, geçtiğimiz hafta Omicron’un ortaya çıkmasının enflasyon etrafındaki belirsizliği artırdığı konusunda uyarıda bulunmuştu. Powell, tahvil alımlarının azaltılmasını hızlandırmayı düşündüklerini açıkladı. Fed’in şahinleşmesi de piyasaları etkileyen önemli etkenlerden biri oldu.
Geçici enflasyon tezinin terk edilerek enflasyonun yapısal hale gelebileceği yönündeki söylemler, Fed’in faiz oranlarını beklenenden daha erken artırılabileceği anlamına gelebilir. Ancak iş gücü verilerinin beklentilerin altında gelmesi bu meseleyi de belirsizleştiren unsurlardan birisi. Fed’in bu konuda bir yargıya varması içinse bu verilerin bir trend halinde sürmesi gerekiyor.
‘HIZLANMA İHTİMAL DAHİLİNDE’
Konuyu sozcu.com.tr’ye değerlendiren İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Mert Yılmaz, Fed’in sıkılaştırmayı hızlandırmasının ihtimal dahilinde olduğunu belirtti.
Yılmaz, “Geçtiğimiz hafta biz kendi içimizdeki kur hareketlerini tartışırken Powell’dan geçici enflasyon söyleminin sona erdirilmesine dair bir açıklama geldi. Muhtemelen 15’inde yapılacak Fed toplantısının ardından da bu yönde bir açıklama yapılacak” dedi.
Yılmaz, “Bu tapering başladığında sadece Kasım ve Aralık aylarına dair 15’er milyar dolarlık azaltma yönünde ajanda vermişlerdi. Temel senaryo yılbaşından sonra da aynı miktarda varlık alımlarının azaltılarak 2022’nin ilk yarısında programı sona erdirme yönündeydi. Anlaşılan o ki, daha büyük adımlarla gidecekler ve yılın ilk yarısı olmadan taperingi tamamlayacaklar” diye konuştu.
Amerika’daki ekonomik göstergelerin gayet iyi gittiğini aktaran Yılmaz ABD ekonomisi üzerinde şuan sadece bir enflasyon baskısı olduğunu, mevcut enflasyon rakamlarınınsa düşünüldüğü kadar kısa sürede geri inmeyebileceğini aktardı.
Yılmaz, Fed’in 2022’de gerçekleştirmesi beklenen faiz artırımı içinse, “Şu anda zaten 2022 Eylül’de bir faiz artışı beklentisi var. Ancak bu faiz artışı sayısı 2’ye çıkar mı? Buna cevap vermek için biraz erken” değerlendirmesinde bulundu.
‘VARYANTLAR ENFLASYON OLARAK DÖNEBİLİR’
Konuyu sozcu.com.tr’ye değerlendiren Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan da, “Fed’in para politikasını ekonomik koşullara uydurma konusundaki dinamik yaklaşımı çerçevesinde, biz artan enflasyon endişelerine bağlı olarak tapering hızında bir artış olabileceğini düşünürüz” dedi.
Erkan, “Küresel resesyon potansiyeli taşıyan Covid varyantlarına dair riskleri de aslında faiz artırım koşulları açısından enflasyonist etkiler çerçevesinde değerlendiriyoruz. Yani, kısıtlama koşullarına bağlı tedarik sıkıntısı, imalat yavaşlaması gibi olguların daha fazla enflasyon olarak geri döneceğini, reflasyonist politikaların talep ısındırıcı etkileri nedeniyle toksiklenme yaratabileceğini ve enflasyon denklemini içinden çıkılması güç bir hale getirebileceğini düşünüyoruz” dedi.
Erkan değerlendirmesinde, “Enflasyonun kalıcılaşmaması ve yapısallaşmaması adına, özellikle beklentileri bozma eğilimi söz konusuyken Fed’in varlık alımlarını daha hızlı keseceğini düşünüyoruz” görüşlerine yer verdi.
Erkan, “Varlık alımlarının devam etmesi konusunda ise endişe eşiğinin, Covid varyantlarının resesyon etkileri yaratması gibi bir durum teşkil etmesi olabileceğini düşünürüz. Delta varyantı böyle bir etki yaratmamıştı, Omicron varyantının ise durumu izleniyor” dedi.
EKONOMİK TAHMİNLER FED VE PANDEMİYE ODAKLI
JPMorgan’dan Dubravko Lakos-Bujas, ekonomik görünüme yönelik temel riskin özellikle pandemi sonrası bozulmaların devam etmesi ve merkez bankası politikalarında yaşanacak şahin bir değişim olduğunu belirtti.
Goldman Sachs’dan David Kostin ise “Yavaşlayan ekonomik büyüme, sıkılaşan Fed ve artan reel getiriler, yatırımcıların gelecek yıl ortalamanın biraz altında getiri beklemesi gerektiğini gösteriyor” dedi.
TÜRK LİRASI ÜZERİNDE BASKI YARATACAK
Mevcut ekonomik gelişmeler, tarihi dip seviyelerine yakın seyreden Türk Lirası için 2022’de ayrı bir baskı unsuru olacak. Fed’in sıkılaştırma sinyallerini güçlendirmesinin ardından gelişmekte olan ülkeler buna önlem olarak politika faizlerini artırırken Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, tersi yönde bir politika izleyerek parasal gevşeme yolunda gitti.
Fed’in sıkılaştırma adımlarını hızlandırması ve Omicron varyantının yarattığı gelişmeler Türkiye’nin zor durumda olan ekonomisi için ekstra bir baskı kaynağı oluşturabilir.
Konuyla ilgili değerlendirmelerini aktaran Mert Yılmaz, “Özellikle bizim dışımızdaki gelişmekte olan ülke merkez bankalarının çoğu bir sıkılaşmaya gitti. Brezilya, Rusya, Şili, Peru gitti. Bu iklimde para politikasını gevşeten tek merkez bankası bizim” dedi.
Fed’in aylardır bu süreçte sözlü yönlendirme yaptığını aktaran Yılmaz, “Herkes kendi hazırlığını yaptı. Bizim tarafta ise hazırlık değil aksine politikayı gevşetme yönünde bir adım atıldı. Ortaya çıkacak tabloda taperingin hızlanması, faiz artışları gibi gelişmeler Türk Lirası üzerinde de baskı yaratacaktır.” diye konuştu.
‘NEGATİF FAİZLE FİYAT İSTİKRARI SAĞLAMAK ZOR’
Fed politikasının Türk Lirası üzerindeki etkisiyle ilgili, “15 Aralık’ta Fed’in varlık alımlarını azaltmanın hızı yönünde alabileceği kararlar, ABD’de faizlerin artabileceğine dair beklentilerin şekillenmesi gibi etmenler küresel dolar hareketine maruz kalma ihtimalimizi artıracaktır” değerlendirmesinde bulunan Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, “TL hareketinin böyle bir konjonktür çerçevesinde ayrışan politika uygulamaları ve getiri pozisyonu itibariyle ayrık durmasının beklenebileceğini belirtti.
Erkan, “Türkiye’nin gelişmekte olan piyasalar içinde parasal sıkılaşma konusuna istisna oluşturmasını ve gevşemeye meyil eden bir politikaya yılsonuna kadar devam etmesini bekliyoruz. Bu durumun lira üzerindeki değer kaybı baskısını artırması beklenebilir. Negatif TL faizleriyle fiyat istikrarını sağlamanın zor olacağını düşünüyoruz” diye ekledi.
ENFLASYON TAHMİNLERİ VE FAİZ BEKLENTİLERİ
Mevcut ekonomik belirsizlikler, enflasyon ve faiz tahminlerinin de güncellenmesine neden oldu.
Bank of America (BofA), küresel tüketici fiyatları enflasyon tahminini yükseltti. Buna göre 2021 için küresel enflasyon tahmini yüzde 2,4’ten yüzde 3,9’a, 2022 içinse yüzde 2,8’den yüzde 3,8’e yükseldi.
BofA’nın ABD Baş Ekonomisti Michelle Meyer ve Başkan Yardımcısı Alexander Lin, 2022’de üç faiz artırımının mümkün olduğunu aktardı. Raporda, enflasyonun mevcut yüksek seviyelerden düşebileceği ancak hedefin oldukça üzerinde kalacağı ve Fed’in harekete geçebileceği belirtildi.
Raporda son olarak, “2021 bir talep fazlası ve arz kıtlığı yılıyken, 2022’nin kademeli olarak da olsa yeniden dengelenme yılı olacağını düşünüyoruz” denildi
BÜYÜME TAHMİNLERİ DÜŞÜYOR
Omicron varyantına ilişkin belirsizlikler büyüme tahminlerini de etkiledi.
ABD’li yatırım Bankası Goldman Sachs, diğer ülkelerin sıkı kısıtlamalar uygulaması halinde arz sıkıntılarının daha da kötüleşebileceğini ancak dış ticaret ortakları arasındaki aşılama oranlarının artmasının ciddi kesintileri önleyeceğine dikkat çekti.
Goldman Sachs 2021 küresel büyüme tahminini yüzde 4,2’den 3,8’e düşürürken Uluslararası Para Fonu (IMF) Genel Müdürü Kristalina Georgieva, Cuma günü yaptığı açıklamada, Omicron varyantı nedeniyle küresel ekonomik büyüme tahminlerini düşürmelerinin muhtemel olduğunu söyledi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings de, 2021 için büyüme beklentilerini yüzde 6’dan yüzde 5,7’ye düşürdü. Raporda, küresel ekonominin 2022 yılı büyüme beklentisinin de yüzde 4,4’ten yüzde 4,2’ye düşürüldüğü kaydedildi.