Uludağ Üniversitesi Hastanesi’nin Çocuk Onkoloji bölümünün kapatılacağı ve hasta çocukların çevre illere yönlendirileceği Bursa gündeminde şok etkisi oluşturdu. Mağdur anne ve babalar kendileriyle buluşan ekibimize, hastanenin kapatılacağını ve Doçent Melek Erdem’in annelere başka hastane bulmaları için kağıt verdiğini belirtti. Öte yandan AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Esgin ve Hastane Başhekimi Rıdvan Ali ekibimize, herhangi bir sorun olmadığını ve hastanenin göreve devam edeceğini belirtti.
ERCAN ÇALIŞIR – CANSU ÖZDEMİR / BURSADA BUGÜN
BURSA (İGFA) – Bursa Uludağ Üniversitesi Sebahattin Gazioğlu Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Hastanesinin Onkoloji bölümünün kapatılacağı iddiası Bursa kamuoyunu sarstı. Hasta çocukların velileri çocuklarının ölüme itilmesinden korkuyor. Mağdur babalar Ali Başak, Mustafa Birol Ertekin, E.D, Balıkesir’den gelen Faruk Çetinaslan, Yalova’dan gelen İbrahim Şen , Balıkesir’den gelen Salih İnce, Bekir Sönmez , Sadettin Saygılı, Susurluk’tan gelen Hamza Şirin, İnegöl’den gelen Nuri Dogan, Bilecik’ten gelen Ramazan Yılmaz ve diğerleri ekibimize hikayelerini anlattı.
Çocuk Onkolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Betül Berrin Sevinir’in kalp ameliyatı olup Ankara’da tedavi görmesinden sonra yardımcısı olan Doç. Dr. Melek Erdem, ailevi sebeplerini gerekçe göstererek İstanbul’a tayin istedi. Akabinde hasta çocukların annelerine hastanenin kapatılacağı ve çocukları çevre hastanelere yönlendirileceği yönünde bir kağıt verdi. Durumu öğrenen anne- babalar ise soluğu Hastane Başhekimi Rıdvan Ali’nin yanında aldı. Velilerin iddiasına göre; Ailelere yoğunluğunu gerekçe göstererek görüşmeyen başhekimin arabasının başında tam 1 buçuk saat beklediler. Nihayet başhekim ile görüşebildiklerini belirten velilere, başhekim olayı doğruladı. Sağlık Bakanlığı’nı aradıklarını dilekçe vermeniz gerekiyor dediklerini belirten aileler, “onlara dilekçe ulaşana kadar bizim çocuklarımız ölecek” diye konuştular.
Hastanenin kapanmasının veya çevre illere (Ankara, İzmir, İstanbul) yönlendirilmesinin çocukların ölüme gönderilmesi demek olduğunun altını çizen velilerden Mustafa Birol Ertekin, “Bu bölümde çalışan eski bir doktorumuza duyduğumuz iddiaları sorduk. Doğru olduğunu söyledi. Bölüm Başkanı olan Betül Hocanın kalp ameliyatı için Ankara’da olmasından sonra alt kadrosunda bulunan Melek Hoca ailevi sorunlarından dolayı istifa ettiğini belirtti. Hasta yatışı olmayacağını, epikriz raporlarının hazırlandığını ve çevre illerle yazışmalar olacağını ifade etti. Başhekim ile görüştüğümüzde ise iddiaların doğru olduğunu, Betül Hocanın ne olacağının belli olmadığını, Melek Hocanın da tayin istediğini ve gideceğini söyledi. Başhekim hastanede tek imza yetkisi olan doktorun tayinini nasıl onaylayabiliyor? Dün arkadaşımız İzmir’den döndü. Hasta yoğunluklarının çok fazla olduğunu ve hasta kabul edemediklerini söylemişler. Bu durumda çocuklarımızın hayati tehlikesi söz konusu. Kemoterapi zamanı gelen çocukları bu sabah geri gönderdiler. Yatış için gelenleri de ‘yatış yok’ diyerek gönderdiler. Şu anda asistan doktor ilgileniyor, onun da imza yetkisi yok ve ilaç veremiyor. Başka çalışan bir doktor yok. Kanser mikrobunu alan çocukların başka hastalıkları da çıkıyor. Şu an tümörün vücudunu kaplayan 2 aile var ve ölüm döşeğindeler. Betül Hocanın yokluğunda kendi öğrencilerini bu bölümden başka devlet hastanelerine gönderdiler. Farklı senaryolar olduğuna inanıyoruz. O senaryo sistemin yürümesi değil, dağılması” diye konuştu.
Çocuğunun 4 hastalığı bulunduğunu ve haftanın 4 günü diyalize girmek zorunda olduğunu belirten baba Ali Başak, “Çocuğuma zamanında teşhis konulup müdahale edilmediği için böbreklerini kaybetti. 17 ameliyat geçirdi. Bugün hastaneyi yapan hayırseverin yanına gittim, durumu anlattım. Benim şahsi kanaatim buranın döner sermayeye katkısı olmadığı için yeni bir planlamaya gidecekleri yönünde. Çarşamba günü bu durumu öğrendim. Annelere çocuğunuzu götürün diye kağıt vermek ne demek oluyor. Kan lazım olunca, emara gideceği zaman ne lazım olursa aileler götürüyor zaten. Benim çocuğumu gözden çıkarmışlar. Tedavisine hiçbir katkı yapmadılar. Nereye gitsem 2 ay sonrasına randevu veriyorlar. Benim çocuğum burnundan hortumla besleniyor. Ramazan’da ışın tedavimiz bitti. Çocuğum ilaç almadığı için hiçbir doktor elini taşın altına koymuyor. 2 dükkanım 3 buçuk sene içinde çocuğumun tedavisine gitti. Bir çocuğun hastalık ayağına sıçramış, acil tedavi olması gerekiyor. Tırnaktan vursa tümör gırtlağa kadar ilerliyor”
2 aydır hastanenin önünde arabanın içinde yattığını belirten Balıkesir’den tedavi için gelen baba Salih İnce, “Normalde tedavi görüp gidiyorduk fakat çocuğum 2 aydır burada yatıyor. Bende hastanenin önünde arabamda yatıyorum. Çalıştığım işyeri durumumdan dolayı kaç gün çalışırsam o kadar sigorta yatırıyor. Ailemiz ne gönderirse onunla idare etmeye çalışıyoruz. Kemoterapiden dolayı çocuğumun gözlerinde kayma oldu, böbreklerine, kalbine vurdu” diye belirtti.
Çocuğu kanser tedavisi gören Yalova’dan tedavi için gelen İbrahim Şen, “Burada uzman doktor olsa bile ilaç kararı veremiyor. Burada olan bir doktorumuzu Şehir Hastanesine gönderdiler. Burada doktor yok orada ise kemoterapi ünitesi yok. Burada bir doktorun gitmesi ya da başka bir hastaneye gitmemiz demek onlarca çocuğun kaderine mal olması demek. Melek Hoca buradan resmen kaçıp gitti. Gider ayakta annelerin eline çıkış kağıtlarını tutuşturdu. “Hastane yönetimi bana yardımcı olmuyor” dedi. Sonuç olarak 2 gündür çocuklarımız kaderine terk edilmiş durumda. Bence Betül Hocanın hastalığından sonra Melek Hocanın gideceğini başhekimlik biliyordu ama ciddiye almadılar. 3 senedir hastalığı bulunan Betül Hocanın neden altına kadro yerleştirmediler. Şu an açıklamalara bakınca zaman kazandıklarını düşünüyoruz fakat bizim çocuklarımızın kaybedecek 1 saniyesi yok” ifadelerini kullandı.
Başka bir mağdur baba ise ” Bursa’da bir özel hastane çocuğumun tedavisini yapabileceğini söyledi. Fakat tedaviyi en baştan uygulayacağını belirtti. En başta tüm organlarına zarar veren o tedaviyi atlatmamıza rağmen yine baştan başlamasını istemediğim için, tedaviye harcayacağınız parayı vereyim ama baştan başlamayın dedim. Kaldığımız yerden devam edin dedim. Kabul etmediler. Çocuklar aynı aşamayı kaldıramaz. Bizden çocukları buraya yatırırken imza aldılar. Çocuk ya tedavi olur çıkarsınız ya da cenazenizi alır çıkarsınız dediler. Şimdi neden kapatıp gidiyorlar? 50 yaşındayım. 25 yaşında hemşireye önümü ilikliyorum ki çocuğumla iyi ilgilensin diye. Dünya da böyle bir şey yok. Bu kesinlikle döner sermaye ile ilgili bir şey” şeklinde ifadelerde bulundu.
Hastane Başhekimi Rıdvan Ali, “Herhangi bir pürüz yok. Hastanemiz çalışmaya devam edecek. Çocukların yatışları devam ediyor” diye konuştu.
AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Esgin ise “Hastanemizin kapanması söz konusu değildir. Bölüm başkanımız kalp ameliyatı oldu. Hastanemiz kesintisiz hizmete devam edecektir. Sağlık Bakanlığı ile valilik ile rektörlük ile sürekli temas halindeyiz” diye konuştu.