İtalya İçişleri Bakanı, Ukrayna savaşının tetiklediği tahıl krizi nedeniyle göç dalgasının artacağını, İtalya’ya kayıt dışı yollarla ulaşan göçmen sayısının şimdiden yüzde 30 arttığını açıkladı.
İtalya’ya yönelik yeni göç rotaları arasında Türkiye çıkışlı güzergahtan da gittikçe daha sık söz ediliyor. Türkiye’den özellikle Afgan ve Suriyeli göçmenlerin İtalya kıyılarına ulaştığı belirtiliyor.
Göçmen teknelerinin Avrupa kıyılarındaki ilk duraklarından olan İtalya, İspanya, Yunanistan, Malta ve Kıbrıs’ın içişleri bakanları Venedik’te göç konulu bir toplantı için bir araya geldi.
3-4 Haziran tarihli toplantıda Avrupa Birliği’nin göç politikaları ile Rusya’nın Ukrayna işgali sonrası yaşanan gıda krizi ve bunun etkileri de ele alınıyor.
Bu toplantıda İtalyan SkyTg24 kanalına konuşan İtalya İçişleri Bakanı Luciana Lamorgese, Ukrayna savaşının da etkisiyle göç akışının artması beklentisiyle ilgili bir soruyu yanıtlarken şunları söyledi:
“Veriler, tahıl krizi nedeniyle yaklaşık 300 milyon kişinin yoksulluk ve açlık riski altında olduğunu gösteriyor.
Hem İtalya’ya hem de diğer (kıyı) ülkelere göç akışında da bir artış olacağını hesap etmek zorundayız.
Kıbrıs’a şimdiden yüzde 286’lık bir artış görüldü. İtalya’da yüzde 30 civarı bir artış söz konusu.
“Elbette kriz sürer ve tahıllar Karadeniz limanlarından taşınamazsa bu akış çok daha artacaktır.”
Nisan’da Ankara’ya gitmişti
Lamorgese, Akdeniz kıyılarındaki beş AB ülkesinin göç akışıyla baş etmekte yalnız bırakılmaması gerektiğini, ayrıca göçmenlerin yola çıktığı üçüncü ülkelere destek vermek gerekeceğini söyledi.
İtalya İçişleri Bakanı geçen haftalarda Türkiye ile bu konuda görüşmeler yapmıştı. Lamorgese Nisan başında Ankara’ya giderek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşmüştü.
İtalya tarafından yapılan açıklamaya göre Lamorgese bu görüşmede Soylu’ya, “Türkiye-İtalya deniz koridoru” göç rotasında yapılan önleme çalışmaları için teşekkür etmiş ve “Göçmen kaçakçılığından faydalanan suç örgütleriyle daha etkin mücadele için güçlerimizi birleştirmek ve bilgi alışverişini güçlendirmek önemli” demişti.
Lamorgese ve Soylu 19 Mayıs’ta da bu konuda bir video-konferans görüşmesi yapmıştı.
İtalya İçişleri Bakanlığı bu görüşmede, “Doğu Akdeniz güzergahı boyunca insan kaçakçılığı yapan örgütlerle mücadele faaliyetlerinin güçlendirilmesine ilişkin son durumun” değerlendirildiğini açıklamıştı.
Bakanlar, “Ukrayna’daki savaş sonrası Karadeniz limanlarından tahıl ihracatında yaşanan ciddi kriz ve bununla bağlantılı düzensiz göç akışlarının artmasının yarattığı baskıyı” da görüştü.
‘Türkiye güvence verdi’
İtalya İçişleri Bakanı geçen hafta içinde de Türkiye’den İtalya’ya ulaşan göçmen teknelerini yeniden gündeme getirdi.
Lamorgese Salı günü yaptığı bir konuşmada, gıda krizinin de etkisiyle ülkeye düzensiz göçmen girişinin arttığını belirtti ve “Kısa süre önce Ankara’ya yaptığım ziyarette, geçen yıla göre yaşanan bu artışın altını çizdim” dedi.
Lamorgese’nin açıklamasına göre Türkiye, İtalya’ya bu konuda “daha büyük dikkatle çalışma güvencesi” verdi.
Öte yandan İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye topraklarında milyonlarca sığınmacının bulunduğunun altını çizdi.
Türkiye’nin yanı sıra Yunanistan’dan da İtalya’ya yönelik yeni bir göç rotası oluştuğundan söz eden Lamorgese, bu hatta yelkenli teknelere de başvurulduğunu ve göçmenlerin ağırlıkla Afganistan’dan geldiğini vurguladı.
La Stampa’dan ‘Türk mafyası’ iddiası
İtalya’ya yönelik bu yeni göç hattı bugünkü La Stampa gazetesinde de detaylı bir analize konu oldu.
Gazetenin haberine göre Türkiye de dahil Doğu Akdeniz rotasından gelen göçmen tekneleri ağırlıkla İtalya’nın İyon Denizi kıyılarına ulaşıyor.
La Stampa bu göç rotasıyla ilgili şu ifadelere yer verdi:
“İyon Denizi kıyıları, olağandışı bir rotanın son durağı haline geldi: (Göçmenler) buraya genellikle çok deneyimli Ukraynalı, Rus ve şimdi de Gürcistanlı denizcilerin kullandığı yelkenlilerle geliyor.
Bu denizciler, Karadeniz’i bırakıp Akdeniz’e geçmiş ve Türk mafyasının hizmetine girmiş gibi görünüyorlar.
Yolcularınsa neredeyse tamamı Afgan ya da Suriyeli. Lamorgese’nin kısa süre önce Ankara’ya gitmiş olması tesadüf değil.”