Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın düşük faiz politikalarında kararlı olduğunu yinelemesi sonrası dün 13,45’e kadar yükseldikten sonra kısmen gerileyen dolar/TL’de bu sabah yeniden 13 seviyesinin üzeri görüldü.
Dolar/TL’de sabah saatlerinde 13,16, euro/TL’de 14,81 seviyesi görüldü.
Euro/TL’de dün 15,16’lık tarihi zirve görülmüştü.
PANİK ALIMLARLA YÜKSELDİ
Bankacılar piyasada likiditenin dün “neredeyse kaybolduğunu”, özellikle 13.45’e yükselişte normalde piyasada etkili olmayacak tutarlarda da olsa “panik dolar alımlarının” etkili olduğunu belirtiyorlar.
Reuters’ın görüşlerine başvurduğu hiçbir işlemci piyasada Merkez Bankası (TCMB), Hazine veya bir başka kamu kurumu müdahalesi görmediğini söyledi.
Derinliğin kaybolması işlem hacimlerinin düşmesi ve para politikasında enflasyondaki yüzde 30’a doğru yükseliş yaşanmasına rağmen gevşemenin devam etmesi büyük bir endişe kaynağı.
EN BÜYÜK İKİNCİ KAYIP
TL dün de dolar karşısında test edilen en yüksek seviyeye göre yüzde 15’e yakın değer kaybetti. TL kayıplarının bir bölümünü telafi ederek günlük kayıp ise yüzde 10’a yakın oldu.
TL için yüzde 10 değer kaybı serbest piyasada işlem görmeye başladığından beri yaşanan en büyük ikinci kayıp konumunda. Bir önceki ise 10 Ağustos 2018’de günlük yüzde 15 ile görülmüştü. Bu da ABD ile yaşanan Rahip Brunson krizine denk geliyor. Gün içinde görülen en yüksek kayıp ise yine aynı günde yüzde 20 ile yaşandı.
TAHVİL FAİZLERİ ARTTI
TL’nin 3 aylık öngörülen oynaklık göstergesi spot piyasadaki satış baskısının ivme kazanmasıyla marttan bu yana en yüksek seviyeyi gördü.
Gösterge 10 yıllık tahvilde bileşik faiz ise 2019 başından beri ilk kez yüzde 21.5’i aştı.
Dünyanın pek çok ülkesi faiz artışı ya da desteklerini çekme eğilimine girerken, Türkiye’de faizlerin dünyanın aksine düşürülmesiyle dolar/TL sert dalgalanmalarla birlikte yükseliyor. Dolar/TL’de aralıksız yükseliş 11’inci gününde.
Ekonomi yönetimi artık cari fazla hedeflediğini belirtiyor. Cari fazlanın kalıcı hale gelmesiyle birlikte dövizde dengenin lehe döneceğini öngörüyor.
Yabancı yatırımcının da Türkiye yatırımlarını yıllardır büyük ölçüde azaltmasıyla birlikte dolar/TL’de lokallerin daha belirleyici olduğu bir senaryo oluştu.
Bu şekilde ithalatın azalarak dış ticaret dengesinin de belirgin pozitif seyir bekleyen hükümet aynı anda ithalatın pahalanmasıyla birlikte birçok ara ürünün de Türkiye’de üretileceğini ihracatın istihdamın belirgin artacağını öngörüyor.
Ekonomi yönetimindeki genel kanı bu şekilde Türkiye’nin kalıcı düşük enflasyona ulaşacağı, kısa vadede enflasyonun artabileceğini bunun yarattığı fakirleşme hissinin ise diğer ülkelere göre daha güçlü olan bütçe ile telafi edileceğini belirtiyor.
REEL FAİZDE TARİHTE GÖRÜLMEMİŞ SEVİYELER
Enflasyonun en az yüzde 30’a doğru yükseleceği beklentisiyle birlikte TCMB’nin yüzde 15 seviyesindeki politika faizi TL’nin reel getirisinin yüzde -15 ile tarihte görülmemiş kadar düşük seviyelere gerileyeceği anlamına geliyor.
Bu denli negatif reel faiz ise 250 milyar doları bulan döviz tevdiat hesaplarında eylül ekim ayında kurdaki yükselişleri sınırlı döviz satışları yapan lokallerin son haftalarda belirgin döviz alımlarına dönmesi ile sonuçlanıyor.
Birçok ekonomist bunun sürdürülebilir bir politika olmadığını, cari fazla ile düşük enflasyon arasında iktisadi gerçeklere uygun bir bağ da olmadığını belirtiyor.
‘CARİ AÇIKLA ENFLASYONUN ANLAMLI İLİŞKİSİ YOK’
Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi ve TCMB eski başekonomisti Hakan Kara, twitter paylaşımında, “Bu zorlama teorileri ciddiye almamak lazım biliyorum ama yine de inananlar oluyor diye üşenmedim baktım. 152 gelişmekte olan ülke verisi ile son 20 yıllık ortalamalara göre: Cari açık veren ülkelerde ortalama enflasyon yüzde 6.1. Cari fazla veren ülkelerde ortalama enflasyon yüzde 8.7. Türkiye ile akran kabul edilen gelişen piyasa ülkelerinde cari açık ile enflasyon arasında anlamlı bir ilişki görünmüyor” dedi ve ekledi:
“Bugünkü (dün) kur seviyesi ile önümüzdeki aylarda resmi enflasyon yüzde 30’u geçebilir. Mevcut mevduat faiziyle -15 reel faiz demek. Acilen tedbir alınmazsa finansal sistem buna dayanamaz.”
Erdoğan ise düşük faizlere ilişkin, “Bu politika ile biz ne yaptığımızı, ne için yaptığımızı, nasıl yaptığımızı hangi risklerle karşı karşıya bulunduğumuzu, sonunda ne elde edeceğimizi gayet iyi biliyoruz” derken, süreci “ekonomik kurtuluş savaşı” olarak niteliyor.
Gelişmekte olan ülke para birimleri dolardaki küresel güçlü seyir nedeniyle değer kaybetse de TL’deki kayıp açık ara daha fazla oldu. TL, TCMB’nin ilk faiz indirimi sinyalini verdiği Eylül ayı başından düne kadar %35 değer kaybederken; TL’yi rand yüzde 9, real yüzde 7 değer kaybı ile takip etti. TL’nin yılbaşından beri değer kaybı dünkü kapanışa göre yüzde 42 civarında.
YABANCILAR U DÖNÜŞÜ BEKLİYOR
Goldman Sachs ve daha birçok kurum TCMB’nin kısa vadede faiz indirimlerine devam edebileceğini ancak bir süre sonra TCMB’nin faiz artırmak zorunda kalacağı öngörüsünde bulunuyor.
Birçok bankacı TCMB’nin rezerv satışı ya da piyasa dışı uygulamalara gitmemesi halinde, önümüzdeki yılın ilk aylarında yüklü faiz artışlarına gitmesini bekliyorlar. Ancak bu beklentiler siyasilerin açıklamaları nedeniyle gittikçe azalıyor. Bu da daha belirgin bir TL değer kaybı getiriyor.
Dün güne Bu sabah güne 11.4 civarında başlayan dolar/TL en yüksek 13.45 seviyesini test ettikten sonra günü 12.7015 seviyesinden tamamladı.
Türkiye’nin 5 yıllık CDS’leri ise dün 482/491 baz puan ile 500 baz puana yaklaştı.
Piyasalarda ayrıca bugün Abu Dhabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed El Nahyan’ın ziyareti de ekonomik bir işbirliği olup olmayacağı yönünden izlenen bir gelişme.