MKE dolandırıcılık nedeniyle DEİK danışmanından şikayetçi oldu

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, ABD’deki bir dolandırıcılık davasının ayrıntılarını yazdı.

Bir önceki yazısında konuyu gündeme getiren Terkoğlu, yeni ulaştığı bilgilere göre, ABD’deki davanın odağında olan Makine Kimya Endüstrisi’nin, adını dolandırıcılık amacıyla usulsüzce kullanan kişilerden şikayetçi olduğunu belirtti.

MKE’nin şikayetçi olduğu isimler arasında Ensar Vakfı Beşiktaş İlçe Başkanı da yer alıyor.

Terkoğlu’nun yazısı şu şekilde:

“Kayıtsızlara, ilgisizlere, suskunlara bir şey diyemem. Ben en çok “Size ne” lafına kızıyorum.

Geçen perşembe yazımdan sonra Akitçi yazar çıktı. “Dolandırılanlar ABD’de… Dolandıranlar ABD’de…” yazdı. Kısacası “Oh ne güzel, Amerikalılar dolandırılıyor, size ne” diyordu. ABD’de dolandırıcılık yapmayı mubah görmek bir yana, işin bizimle bayağı ilgisi var.

Önce hatırlatayım…

ABD’de, New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde açılan ve Türkiye’yi yakından ilgilendiren davanın detaylarını anlatmıştım. Arizona merkezli Kaplan Grup tarafından açılan dolandırıcılık suçlamasının olduğu davanın hedefinde, ASAP Lojistik’in yanı sıra, şirketin İcra Kurulu Başkanı Debbie (Deborah) Cross adında ABD’li bir iş kadını vardı.

Şikâyetçilerin verdiği dilekçede, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Murat Mercan’a yönelik de suçlamalar yer almıştı. Debbie Cross’un, kendisini MKE temsilcisi olarak tanıtırken başta büyükelçi olmak üzere, çeşitli resmi bağlantıları kullandığı iddialar arasındaydı.

Dilekçede “Türkiye’nin ABD büyükelçisine birkaç milyon dolarlık ödeme yaptığına ilişkin bilgi ve inanç vardır” ifadeleriyle, Büyükelçi Mercan’a suçlama yöneltilmişti.

Büyükelçi Mercan’ın Cross ile fotoğrafları da dosyaya girmişti. Yazımın ardından Washington Büyükelçisi Murat Mercan, konuyla ilgili sosyal medya hesabından yazılı bir açıklama yaptı. Mercan, “Bu mesnetsiz ithamlara zemin oluşturan ve ABD yargısına intikal etmiş bulunan söz konusu faaliyetlere, şahsımın hiçbir surette herhangi bir dahlinin bulunmadığı, uygun düzey ve vesilelerde ilgili taraflara etraflı şekilde aktarılmıştır” ifadelerini kullandı. Kısacası Mercan, yazdığım yazıda bahsi geçen davayı doğrularken kendisine haksızlık edildiğini ve hukuken harekete geçtiğini söylüyordu.

Ensarcı başkan da dosyada

İşte bu yaşananların ardından, yazımda bahsettiğim bir dava dosyasına daha ulaştım. O da şu ki Makine Kimya Endüstrisi (MKE) de yine New York’ta, aynı isimlere, benzer bir zamanlamayla, 13 Mayıs’ta dava açmış.

MKE’nin şikâyet ettiği isimler dosyada şöyle listelenmiş: ASAP Lojistik, Turkkey Capital, Deborah (Debbie) Cross, Güven Acarer, Türker Küçüker ve İlker Küçüker.

Son iki ismi görünce eminim siz de duraksadınız. Turkkey Capital’in sahibi Küçüker kardeşlerden İlker Küçüker, Ensar Vakfı’nın Beşiktaş İlçe Başkanı.

DEİK’DE DANIŞMAN

Özgeçmişinde DEİK’in de aralarında olduğu resmi kuruluşlarda danışmanlık yaptığı yazıyor. (DEİK Dış ekonomik ilişkiler kurulu Türkiye Ortadoğu ve Körfez Ülkeleri İş Konseyi Eşbaşkanı Danışmanlığını ve Türkiye ve Körfez Ülkeleri ortak Ticaret odası Başkan Danışmanlığı görevini halen sürdürmektedir. London Capital firmasının kurucu ortağı ve İş Geliştirme Direktörü olarak çalışmaktadır.)

Haliyle, kamu şirketi MKE’nin, haksız ve aldatıcı ticaret uygulamaları, yani dolandırıcılık suçlamasıyla açtığı dava, daha da ilginç hale geliyor.

Yetkisi iptal edilmiş

Dava dilekçesinde, MKE’nin, 1950’den beri Türkiye’de savunma sanayisi hizmeti veren resmi kuruluş olduğu anlatılıyor.

Öte yandan MKE’nin hepimizin aklına kazınan logosunun da tanımı yapılıyor. Bunun nedeni bu logoyu bir tek MKE’nin resmi temsilcilerinin kullanma yetkisinin olması.

Peki Küçüker kardeşlerin ve sahibi oldukları Turkkey Capital’in MKE ile ne ilgisi var? MKE bu soruya şöyle yanıt vermiş: “Turkkey Capital, Güney Kore topraklarında, Nisan 2022’ye kadar, MKE ürünlerinin yetkili temsilcisiydi.”

Yani MKE, davadan önce bu yetkiyi iptal etmiş!

MKE, Küçükerler’in bu yetkilerini, Güney Kore dışındaki satışlar için, hatta Türkiye için bile kullanamayacaklarını, öte yandan başkalarına temsilcilik de veremeyeceklerini söylüyor.

İşte bu noktada geçen perşembe anlattığım, Kaplan Grup’un açtığı dava ile, MKE’nin davası birleşiyor. Zira MKE’nin şikâyetinde, ASAP’ın, çeşitli alıcılara, MKE ürünleri satma teklifinde bulunduğunu anlatıyor.

Sahte belge hazırlandı

Tahmin ettiğiniz gibi, ASAP ve sahibi Debbie Cross, MKE temsilcisi değildi. MKE ürünlerini satmaya yetkisi yoktu. MKE’nin şikâyetine göre, Küçükerler’in Turkkey Capital’i ile ASAP Türkiye arasında, ASAP’ı MKE yetkilisi gibi gösteren sahte bir belge hazırlandı. Bu belge için Kaplan Grup örneğindeki gibi, potansiyel alıcılar kandırıldı. Onlardan MKE silahları sağlamak için peşinatlar alındı.

MKE, kendi adının ve logosunun, bu dolandırıcılıkta kullanıldığını gösteren somut belgeleri de dava dosyasına sunmuş.

Örneğin bir belge, tek seferde yedi buçuk milyon dolarlık teklif alındığını gösteriyor. MKE’ye göre bu şekilde milyonlarca lira toplandı. Üstelik, sanıklar MKE’nin silah ve mühimmatını piyasa değerinin oldukça altında teklif ediyordu. Bunu MKE’nin reklam promosyonu olarak anlatıyordu.

Milli şirket zarar gördü

MKE, hem dolandırıcılıkta adı kullanıldığı için mağdurdu hem de MKE’nin satışları, bu dolandırıcılıktan zarar görmüştü. Zira MKE’nin mallarını MKE’den ucuza satıyor görünüyordu.

Kısacası, MKE’nin ABD’de açtığı dava ile Kaplan Grup’un ABD’de açtığı dava birbirini tamamlıyor. Kaplan Grup, kendilerine MKE’nin mallarının ucuza teklif edildiğini, sanki MKE yetkilisi gibi logolu temsilcilik belgeleri gösterildiğini söylemişti. MKE de aynı nedenle ABD mahkemelerine Debbie Cross’u şikâyet etmiş. MKE, Debbie Cross’u tanımadığını, ilişkisinin olmadığını söylemiş. Bu sahte belgelerin Güney Kore’de yetkili Küçüker kardeşlerin şirketi üzerinden hazırlandığını söylemiş. Nitekim, MKE, Ensarcı başkanın şirketinin yetkisini, bu dolandırıcılık davası nedeniyle iptal etmiş. Ondan da şikâyetçi olmuş.

Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ın adı da kullanılmış olabilir mi? Bunu da ancak dava sürecinde görebileceğiz.

Kesin olan bir şey var ki MKE, “Dolandırıcılık ABD’de, bana ne” demiyor. “Yerli ve milli” sıfatını hak eden savunma şirketimiz, “ABD’deki dolandırıcılık bize zarar veriyor” diyor. Hatta şikâyet ettiklerine bakılırsa, “yerli ve milli” lafının, onu hak etmeyenler tarafından, dolandırıcılık işlerinde kullanıldığını söylüyor.

Kutup’ta ya da Ekvator’da… Ruhumuza aynı şekli veren kaleme ahlak diyoruz. “Sana ne” diyen “imansız dincilere” öğretebilecek miyiz?”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir