Türk Lirası’ndaki dramatik değer kaybı, tüm dünyanın gündeminde. Resmi enflasyon yüzde 20’ye yükselirken, Şahap Kavcıoğlu başkanlığındaki Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini yüzde 19’dan yüzde 15’e indirdi ve dolar/TL yaklaşık üç aylık bir sürede 8,27’den 13,45’e tarihi bir yükseliş yaşadı.
Kurdaki yükselişin enflasyonu daha da körüklemesi ve resmi enflasyonun bile gelecek aylarda yüzde 30’a ulaşması beklenirken, TCMB’den TL’deki değer kaybını ve enflasyondaki yükselişi kontrol altına almak üzere tek bir hamle bile gündeme gelmiyor.
Oysa ki, mevcut durum TCMB Kanunu ile açık biçimde çelişiyor.
YAPILANLAR KANUNA AYKIRI
Kanunda bankanın temel görev ve yetkilerini düzenleyen 4. maddede “Bankanın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisi belirler” deniliyor.
Ancak bankanın resmi enflasyon hedefi yüzde 5 iken gerçekleşmenin yüzde 20 düzeyinde olmasına rağmen banka adım atmıyor.
Aynı kanun maddesinde “Banka, fiyat istikrarını sağlama amacı ile çelişmemek kaydıyla Hükümetin büyüme ve istihdam politikalarını destekler” deniliyor.
İlgili kanun maddesinde ayrıca “Hükümetle birlikte Türk lirasının iç ve dış değerini korumak için gerekli tedbirleri almak” da TCMB’nin temel görev ve yetkileri arasında sayılıyor ancak TCMB, Türk lirasındaki değer kaybını bırakın önlemeyi, olumlu bir durum olarak değerlendiriyor.
ÖNCE ‘ENFLASYONUN ÜZERİNDE FAİZ’ DEDİ
Şahap Kavcıoğlu’nun 20 Mart’ta Cumhurbaşkanı Kararı ile Naci Ağbal’ın yerine koltuğa oturmasıyla birlikte, piyasalarda büyük deprem olmuş ve dolar/TL kuru bir anda 7,20’den 8,48’e fırlamıştı.
Daha sonra Kavcıoğlu, piyasaları sakinleştirmek üzere “Beklenen ve gerçekleşen enflasyon üzerinde faiz vereceğiz” dedi ve üst üste beş toplantıda politika faizini yüzde 19’da sabit bıraktı.
Ağustos enflasyonu yüzde 19,25 ile politika faizini geçince, Kavcıoğlu verdiği sözü tutmak yerine söylem değişikliğine gitti.
EYLÜLDE ODAĞINI ÇEKİRDEK ENFLASYONA KAYDIRDI
8 Eylül 2021 tarihinde Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Toplantısı’nda yaptığı konuşmada “Olağanüstü koşullar çekirdek enflasyon göstergesinin önemini artırıyor. Son çeyrekte enflasyonun düşüşe geçeceğini düşünüyoruz” dedi.
Kavcıoğlu aynı gün ayrıca “Krediye erişimde belirgin bir sorun görülmemekle birlikte, kredi faiz oranlarında yükseklik krediye ulaşımı sınırlamaktadır” dedi.
Bu söylem değişikliği sonrasında döviz kurları yükselişe geçti.
8 Eylül’de verilen faiz indiriminin ardından 23 Eylül’de ilk faiz indirimi 100 baz puanla geldi.
Ağustos ayında faiz sabit tutulurken karar metninde yer alan “Politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir” ifadesi, eylülde faiz indirimi kararına ilişkin metinde yer almadı.
Eylül metninde ayrıca, enflasyon artışı, tedarik zincirlerindeki aksaklıklar gibi arz sorunlarına bağlandı ve geçici olarak değerlendirildi.
EKİMDE CARİ DENGE HEDEFİ GELDİ
Çekirdek enflasyon da yükselince Kavcıoğlu söylemi bir kez daha değiştirdi ve düşük faizle cari dengenin sağlama hedefini açıkladı.
28 Ekim’de yılın son enflasyon raporu toplantısında Kavcıoğlu, “Cari fazla verdiğimizde çok daha sağlıklı bir fiyat istikrarına kavuşmuş olacağız. Yüksek cari açıkla dezenflasyonist ortamın fiyat istikrarını sağlamadığını gördük. Cari fazlayı nasıl vereceğimizi ve bunun için merkez bankasının üzerine düşeni ne kadar ve nasıl yaptığını tartışmamız lazım” dedi.
TCMB Kanunu’nda ve TCMB’nin araştırmalarında cari denge ile enflasyon arasında ilişki kuran hiçbir madde ve çalışma olmamasına rağmen, TCMB politikalarında radikal bir değişikliğe gidildi.
Faiz indirimleri ekimde 200 baz puan, kasımda 100 baz puan olarak devam ederken, gelecek aylar için de faiz indirimlerine devam mesajı verildi.
ERDOĞAN SON NOKTAYI KOYDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 22 Kasım’da yaptığı konuşma, TL’deki değer kaybının engellenmek bir yana istenen bir şey olduğu mesajı verilerek “Kurdaki yükselişe bağlı olarak kimi ürünlerde ortaya çıkan fiyat artışı ise yatırımı, üretimi ve istihdamı doğrudan etkilemez. Tam tersine kurdaki rekabet gücü; yatırımda, üretimde ve istihdamda artışa yol açar. Ülkemizde yaşanan durum tam da budur” denildi.
Bu açıklamanın ardından ise dolar/TL kurunda 11,40’tan 13,45’e sert artış görüldü.